Çok yaygın bir söz vardır “sadece tek bir cildiniz var, ona iyi bakın” diye, işte benim söz konusu cilt olduğunda motto olarak belirlediğim hastalarımın yolunu da bu yönde çizmeme yardımcı olan bir tavırdır bu. Gerçekten tek bir cildimiz var ve maalesef düşündüğümüzden çok daha hassas!
Cildimiz yaş almaya bağlı olarak kollajen üretimini azaltır ve adeta deformasyonlara açık hale gelir. Zamanla nem dengesi de bozulmaya başlayan cilt deforme olmaya başlar ve geçen yılların tüm izleri bir bir cildimizde yerini alır. Günümüzde birçok ameliyat var kuşkusuz ancak bunlar cildimizin kalitesini her daim korumak için değil artık cildimizin kalitesini muhafaza edemediğimiz için karşımıza çıkan yöntemlerdir.
Cilde enjekte edildikten sonra ciltte lifting etkisi yaratarak Biolift Aşısı, söz konusu cilt kalitesini artırmak olunca benim belki de en çok başvurduğum uygulamalardan biridir desem yanlış olmaz sanırım. Cildi nemlendiren, canlandıran, sıkılaştıran ve ciltteki kollajen üretiminde etkili fibroblast hücrelerini uyarak biolift aşısı, iki farklı molekül ağırlığında saf hyalüronik asit ile bir disakkarid olan Trehaloz’dan oluşan ilk ve tek biolojik lifting özelliği sağlayan uygulamadır diyebilirim.
Hani söz konusu gençleştirme işlemleri olunca bir öğle arası kadar kısa gibi ifadeler kullanırız ya, mutlaka siz de çok sık denk gelmişsinizdir. Bir öğle aranızı ayırmanız yeter bir öğle arası kadar kısa sürede gibi… Söz konusu biolift aşısı olunca bunu izninizle bir su içimlik vakit diye değiştiriyorum. 🙂 İşlem 5 dakika dahi sürmeyecek kadar kısadır. Ancak uygulamanın birkaç dakika olması sizi yanıltmasın etkileri uzun soluklu olmakla birlikte pek çok avantajı vardır. Örneğin cildi genç göstermenin yollarından biri de cildi dolgunluk nedeniyle gerginleştirecek dolgu işlemleridir. Ancak bu işlemlerde kişiler her zaman hacimsel büyüme istemezler eğer işlem genç görünmek için yapılıyorsa çoğu zaman sadece deformasyonun giderilmesini isterler. Biolift aşısı özellikle bu tip gençleşme istenen ancak hacimsel büyüme istenmeyen durumlar için idealdir. Cilt sıkılaştırma ve lifting etkisinin yanında biorevitalizasyon etkisi birliktedir.
Biolift aşısı yüz bölgesinde gerekli etkiyi sağlamak için 6 nokta tekniği şeklince uygulanır. Bu yüzden biolift aşısına biyolojik lifting dışında 6 nokta aşısı veya 6 noktada lifting de denilmektedir.
Biolif aşısının yaklaşık bir ay arayla 2 veya hastanın karşılaştığı deformasyonlara bağlı olarak 3 kez uygulanması yeterlidir. Bununla birlikte 6-7 ayda bir de kazanılan etkinin ömrünü uzatmak için tek seans yapılması yüz güldüren sonuçların devamlılığı için önem arz eder.
Yaş sınırlaması olmamakla birlikte biolift aşısının 30’lu yaşlardan itibaren uygulanmaya başlaması daha doğru olacaktır çünkü bu yaşlarda cilt deformasyona daha açık hale gelir. Öncesi, biolift aşısı için biraz erken bir müdahale olabilir.
Yüz, boyun, dekolte, eller gibi yaşlanma etkilerinin görüldüğü pek çok yere uygulanabilen biolift aşısı, gençliğini muhafaza etmek veya eski gergin cilde sahip olduğu günlere dönmek isteyenler için iyi bir seçenektir.
Ağrısız, acısız, anestetik krem dahi gerektirmeyen ve yukarıda da bahsettiğim gibi adeta “bir su içimlik” sürede yapılabilen biolift aşısı, kendine bakmak ve diri görünümünü korumak isteyenler için günümüz ameliyatsız gençleştirme uygulamalarında uzun bir süre daha önemli bir yer tutmaya devam edecek gibi duruyor. Bu yazıyı okuyunca belki hocam amma da övmüşsünüz diyebilirsiniz, doğrudur övüyorum çünkü daima Sezar’ın hakkını Sezar’a verme taraftarıyım. 🙂