Hayat bizim için birçok süprizi içerisinde barındırıyor. Bu süprizlerden bazıları bizi kocaman gülümsemelere boğarken bazıları da bizler için adeta bir sınav haline geliyor. Evet, hayatın içindeki kötü süprizlerden bahsediyorum.
Bir cerrah olarak yazıya bu şekilde girişimi, biraz kaderci bulmuş olabilirsiniz. Hayır, kaderci değilim ve neden sonuç ilişkisine sonuna kadar inanıyorum buna emin olabilirsiniz. 🙂 Ancak hayatta karşılaştığımız her durumu sadece neden sonuç ilişkisi ile açıklayıp duyguları durumlardan soyutlamak da bana pek doğru gelmiyor. Mesela kanser hikayelerini ele alalım;
Genetik faktörlerden çevresel faktörlere kadar meme kanserinin pek çok nedeni olabilir. Bu somut nedenlerden bahsederken işin duygusal tarafını bize hissettirdiklerini görmezden gelmek doğru olmayacaktır.
Meme kanseri hikayelerinde eğer erken dönem teşhisi olduysa pek çok kadın bu süreci oldukça motive şekilde atlatabiliyorken eğer geç kalınmışsa ve iş meme dokusunun alınmasına kadar geldiyse o zaman bu motivasyon kendini dev bir çaresizlik hissine bırakabiliyor.
Biz kadınlar için memelerimiz önemli. Belki bizi tanımlayan tek şey değiller ama dişiliğimizin sembollerinden biri olduğu kesin. Bu nedenle birini veya ikisini birden kaybedince büyük bir yıkım yaşamamız kaçınılmaz. Meme rekonstrüksiyonu operasyonu, işte bu yıkım anında pek çok kadının yardımına koşan ve adeta onların hem fiziken hem de ruhen yenilenmesini sağlayan bir operasyondur.
Meme rekonstrüksiyonu operasyonu nedir?
Meme rekonstrüksiyonu işlemi, başta meme kanseri olmak üzere birçok neden bağlı olarak memesinin tamamı ya da bir kısmı alınan kadınlarda, yeni bir meme yapılması işlemidir.
Meme kanserinin erken tespit edildiği ve tedaviye erkenden başlandığı dönemlerde çoğu zaman memenin tamamının alınmasına gerek kalmıyor. Kanseri doku ile birlikte bir kısmın alınması yeterli oluyor. Bu da eğer hastada halihazırda büyük meme dokusu varsa kanserli doku alındıktan sonra dahi geride iyi bir meme formu kalabiliyor. Fakat özellikle meme dokusu küçük kadınlarda maalesef kanserli doku alındıktan sonra meme formu olarak şekillendirilecek bir doku kalmadığı için geride meme rekonstrüksiyonu işlemine ihtiyaç duyuluyor. Meme rekonstrüksiyonu işleminde doğalına uygun bir meme formu yapılabilmektedir. Hatta ihtiyaç halinde meme ucu dahi oluşturulabilmektedir.
Yukarıda kanserden bahsettim ama aslına bakarsanız her zaman kanserli hastalarda bu durum ortaya çıkmıyor. Genetik faktörler nedeniyle yüksek kanser riski taşıyan hastalar da kansere yakalanmadan önce meme dokusunu aldırıp yerine meme rekonstrüksiyonu işlemini tercih edebiliyorlar. Meme rekonstrüksiyonu işlemi hem fiziksel, hem ruhsal sağlığı koruyan aynı zamanda kişinin güzelliğini perçinleyen bir işlemdir. Perçinleyen diyorum çünkü bir kadın her haliyle güzeldir. Kadın olmayı tanımlayan tek şey memesi olup olmaması değildir. Bununla birlikte bir kadının feminen hissetmesinin yollarından biri de vücudu ile uyumlu biçimli bir meme formuna sahip olmaktır. Aksi bir durum ortaya çıktığında maalesef psikolojik olarak pek çok kadın etkilenmekte ve sosyal hayattan kendilerini soyutlayarak duygu dalgalanmaları yaşayabilmektedirler.
Ruhsal etkilerinin yanı sıra fiziksel olarak da bir memenin eksik oluşu bazı günlük problemlere yol açabilmektedir. Örneğin vücudumuzu dengesiz hissederiz. Kıyafet seçimlerinde günlük tercihlerimizde zorlanırız. Seçimlerimizin düzgün durması için sürekli dışarıdan kullanabilen protezlerle uğraşmak zorunda kalırız. Bu ve buna benzer sorunlar nedeniyle de meme rekonstrüksiyonu işlemine meme dokusunda eksiklik olan pek çok kadın başvurmaktadır.
Meme rekonstrüksiyonu işlemi için doğru zaman nedir?
Kişiden kişiye değişmekle birlikte meme rekonstrüksiyonu işlemi, meme kanseri ameliyatıyla aynı seansta yapılabilir. Bununla birlikte kemoterapi ve radyoterapi seansları sonrasında da yapılabilmektedir.
Meme rekonstrüksiyonu işleminde hangi yöntemler kullanılır?
Meme rekonstrüksiyonu operasyonunun çeşitleri de aslında meme büyütme ameliyatı ile aynıdır diyebiliriz. Sadece implant kullanılarak meme rekonstrüksiyonu işlemi yapılabildiği gibi kişinin vücut dokuları kullanılarak veya hem vücut dokularını kullanarak hem de protezlerden destek alarak meme rekonstrüksiyonu işlemi yapılabilir.
Vücuttan alınan dokularla yapılan meme rekonstrüksiyonu işlemlerini şu şekilde sıralayabiliriz;
Karın dokusundan yapılan meme
- Pediküllü Transvers Rectus Abdominis Kas Flebi
- Serbest Transvers Rectus Abdominis Kas Flebi
- Deep inferir epigastric artery perforator Flebi
Sırt dokusundan yapılan Lattisimus Dorsi Flebi
Popo bölgesinden yapılan Gluteal artery perforator Flebi
İç bacak bölgesinden yapılan Transvers Upper Gracilis Flebi
Bu yöntemlerden bazıları mikrocerrahi yöntemlerle ilerleyen operasyonlardır. Konsültasyon muayenesi esnasında eğer vücut dokularının kullanılmasına karar verilirse uygun yöntem hasta ile birlikte kararlaştırılır. Vücut dokusundan meme formu yapılmasının kendi içerisinde avantajları ve dezavantajları bulunmaktadır. Silikonlara göre çok daha doğal bir his vermekle birlikte bu yöntemle yapılan ameliyatlarda hastanın iyileşme süreci çok daha uzundur ve hastanın vücudunda iki farklı yerde iz olmaktadır.
Meme rekonstrüksiyonu işleminde meme ucu da yapılabilir mi?
Gerek estetik açıdan gerekse kişinin kendini tamamlanmış hissetmesi açısından meme ucu önemlidir. Erken dönemde tespit edilip müdahalede bulunulan meme kanseri vakalarında meme ucu korunabilmektedir. Ancak maalesef bu durum her vakada mümkün olamamaktadır. Meme rekonstrüksiyonundan yaklaşık 3 -4 ay sonra lokal anestezi ile bölge dokusundan meme başının orta kısmı oluşturulur. Çevredeki koyu halka da genital bölgeden alınan deri grefti ile ya da dövme işlemi ile yapılabilmektedir.